Geçtiğimiz yüzyılın dâhilerinden biri olan Albert Einstein, çocukluğunun ilk dönemlerinde konuşma güçlüğü yaşıyordu. İlkokula başladığı zaman bu rahatsızlığı öğrenme ve iletişim güçlüğü de eşlik etti. Ailesinin meseleye yaklaşımı ise Einstein’ın geri zekâlı olduğu yönündeydi. Okul otoriteleri de aileden farklı düşünmüyordu. Fakat sanılanın aksine Einstein “geri zekâlı” değildi, sadece özel öğrenme güçlüğü yaşıyordu.
Neden kaynaklandığı henüz tam olarak belirlenmemiş, halk arasında da adı tam olarak bilinmeyen bir rahatsızlık “özel öğrenme güçlüğü.” Çocukluğun ilk dönemlerinde ciddi anlamda konuşma bozukluğu, ilkokula başlanılan dönemlerde de okuma yazma güçlüğü gibi problemlerle karşımıza çıkıyor. Çevre ise çoğu zaman asıl sorunun farkında olamayarak özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğa “geri zekâlı” yaftasını kolayca yapıştırıveriyor.
Özel öğrenme güçlüğünden kaynaklanan akademik başarısızlık çocuğunun öğrenme probleminin farkında olmayan çoğu anne baba ve okul öğretmenleri tarafından “tembellik” ve “dikkatsizlik” olarak da adlandırılabilmekte. Sonuç ise yetirince takdir edilmemiş yeterince yüreklendirilmemiş, özgüveni eksik çocuklar. Zamanında önüne geçilemeyen bu özgüven eksikliğinden dolayı bireyler ileriki yaşlarında benlik saygısı kazanamıyor. Bu ise ileriye dönük sosyolojik ve ruhsal sarsıntılara yol açıyor. Peki, bu durum nasıl öğrenilebilir ve öğrenme güçlüğü diye adlandırılan problem aslında nedir?
Zekâ Geriliği Değil “Özel Öğrenme Güçlüğü”
Tanımı ilk kez 1962 yılında Samuel Kirk tarafından konan özel öğrenme güçlüğü, bir çocuğun zekâsı normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekâsına oranla düşük başarı göstermesidir.
Öğrenme güçlüğü zaman zaman hafif düzeyde zihinsel gerilik olarak algılansa da zekâ geriliği değildir. Nitekim bu sorunu yaşayan çocuğun zekâ seviyesi akranlarıyla aynı seviyede hatta bazı durumlarda akranlarının da üzerindedir. Nitekim Einstein gibi elektrik ampulünün mucidi Thomas Edison da öğrenme güçlüğü yaşamıştı. Hatta başarısızlığı yüzünden okuldan atılmıştı. Ailesi Edison’un eğitiminin üç yıl boyunca özel öğretmen eşliğinde devam etmesini sağladı. Okuldaki düşük performansına karşın üstün zekâsıyla Edison bir sürü buluşun mucidi olarak tarihe adını yazdırdı. Bu problemi yaşayan bireylerde tamamen bir öğrenememe hali söz konusu değilken bireye özel uygulanacak metotlarla öğrenme gerçekleşebilir. Özel örenme güçlüğü dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye ile de sık sık karıştırılmaktadır.
Devam Edecek…
Yazı Semerkand Aile Dergisinden Alınmıştır.
Çocuklarda Özel Öğrenme Güçlüğü Sendromu
0 yorum:
Yorum Gönder